Bir ev nasıl yılda bir defa temizlenir, örümcek ağlarından kurtarılır, kiremitleri aktarılır, sıvanır, yıkanır, onarılır ve badana edilir, yani yeni yapılmış hale getirilirse; bir ruh da yılda bir kere böyle bir genel temizlik ve revizyon ister. Bir şehrin temizlenmesi, onarılması, yeniden yapılması, sıva, boya ve badanaların tazelenmesi ile Müslüman bir şehrin oruç boyunca ruhî canlılık ve hareketi, yükselme ve ilerlemesi birbirini çok andırır. Oruç, bir noktadan bakılınca, ruhun ve vücudun dezenfekte edilmesi gibidir.
Samanyolunda Ziyafet / Sezai Karakoç
Namaz dinin direği, oruç ruhun direği ve gıdası, zekat cemiyetin direğidir. Yani namazsız din duramaz, oruçsuz da ruh duramaz, zekatsız da cemiyet duramaz, yıkılır.
Ramazan ayı, dünya nimetlerini elinin altında bulundurduğu hâlde, Rabb'inin emri olduğu için yemeyen içmeyen, şehvetlere karşı sabır imtihanını kazanmaya gayret eden müminlerin ayıdır. Abartılı bir israf şovuna dönüşen iftar sofraları Rabbani niteliği olmayan sofralardır. Bir saat sonra teravih namazını kılmakta zorlanacak hâle getiren bir iftar sofrası Ramazana ait değildir.
Ramazan Risalesi / Nureddin Yıldız
Talebe, hakikatler peşinde koşmayı meslek edinen insandır, gayesi mânevî olgunlaşma olan bir mesleğin insanıdır, mekteplerin diploma müşterisi ve istikbalin mevki dilencisi değildir.
Türkiye'nin Maarif Davası / Nurettin Topçu
Evvelâ her şey mucize... Her şey Allah'ın mucizesi... Yekûn halinde varlık ve tek tek her şey mucize... Göz mucize, kulak mucize, akıl mucize, ruh mucize... İki parmak ucu arasında bir çiçeğin ipek nescini lif lif tadan duygu nedir? Ne sayalım!
...
İnsan ne aptaldır! Mucize içindeyken mucize bekler.
Çöle İnen Nur / Necip Fazıl Kısakürek
“Kalp", Kur’an’ın dilinde hayat, bilinç, akıl ve niyetin merkezidir. Kalp, tıpkı beden eyleme geçmeden önce canlı olduğu gibi, zihin düşünceyi ifadeye kavuşturmadan önce uyanık ve bilinçlidir. İmanın en derinlerdeki özü sadece kalpte bulunur. Hz. Peygamber, ”İman, Allah’ın istediği kimsenin kalbine yerleştirdiği bir nurdur” derken, öyle görünüyor ki, bu öze atıfta bulunmaktadır.
Meşru daire, ruh kalp ve nefsin bütün lezzetlerine , safâlarına , keyiflerine kâfidir. Gayr-ı meşru daireye girme. Çünkü o dairedeki bir lezzetin bazen bin elemi var.
Gençlik Rehberi / Bediüzzaman Said Nursî
Bu din, bütünü ile tek ilah temeli üzerindedir. Bütün sosyal düzenlemeleri, bütün hukuk prensipleri bu esastan türer. Dalları sık, gövdesi sağlam, gölgesi geniş ve boyu yüce bir ağaç, nasıl uzun boyu ve geniş gövdesi ile orantılı bir şekilde köklerini geniş ve derin bir toprak parçasına yaymak zorunda ise bu din de böyledir. Onun düzeni hayatın tümünü kapsar.
Yoldaki İşaretler / Seyyid Kutub
Avrupalılar, bizim geleneklerimizin pek çoğunu, özellikle de örtünmenin psikolojisini yanlış anlamışlardır. Örtü ‘nün kökeni, erkeklerin kıskançlıkları değil aksine, kadının kutsal olduğu inancıdır; hem de öylesine kutsal bir varlık olmasıdır ki, yabancı birinin bakışının onun üzerine yoğunlaşmamasını sağlamak esastır. "Mahrem" kelimesinin Arapçadaki anlamı, hiç bir yabancının giremeyeceği "kutsal yer"dir.
İslam Düşüncesi / Muhammed İkbal
Haçlılar bütün Müslümanları öldürünce, Yahudilerin topluca sığındığı sinagoga gittiler, öldürme zahmetine katlanmamak için sinagogu içindeki kadın ve çocuklarla birlikte ateşe verdiler, Kudüs semalarına önce baştan başa insan çığlıkları, sonra insan eti kokuları sardı…
Ve Kudüs Düştü / Abdulkadir Turan
Peygamber (s.a.v), farz ibadetlerinin yanında nafile ibadetlerde yapardı. Farz ibadetler Allah’ın rızasını kazanmaya yöneliktir. Nafileler ise sevginin ifadesidir. Yani böylece Peygamber (s.a.v) kulluk vazifesini ifa ettikten sonra aşka gelir bu defa sevgisini ifade ederdi… Şafii mezhebine göre üzerinde farz namazlarının kazası olanlar nafile kılamaz. Bu da aynı hikmete binaendir. Yani Allah’ı razı etmek için vazifesini ifa etmeyen, O’na karşı asgari sorumluluğunu yerine getirmeyen kimsenin nafile ibadet yaparak Allah’a karşı sevgisini ifade etmesi ne kadar makul bir durumdur.
Bir İnci Olabilirsiniz / Abdulhakim Sonkaya
Söz&Kalem