Söz&Kalem-Amine Çimen
Arkadaşlıklar, hayatımızın her alanında kurduğumuz ve zamanla inşa ettiğimiz önemli bağlardır. Ancak en kıymetli ve en yoğun şekilde kurulan arkadaşlıklar, şüphesiz ki öğrencilik yıllarında tesis edilir. Sürekli öğrenme yolunda olan bir kişi, arkadaşlarıyla birlikte daha güzel hedeflere ulaşabilir. Bu nedenle, öğrencilik döneminde hayırlı ve iyi arkadaşlar edinmek, son derece önemlidir.
Üniversite ve lise döneminde en çok ihtiyaç duyulan şeylerden biri de doğru bir arkadaşlıktır. Tanıştığımız ve iletişim kurduğumuz kişiler; ya bize bir şeyler katabilecek nitelikte olmalı, ya da öğrenmeye açık, gelişime istekli kimseler olmalıdır. Bunun dışındaki boş ve amaçsız birliktelikler, insanın en verimli dönemini boşa harcamasına neden olur.
Bu yönüyle insan kendisine daima değer katacak arkadaşlıklar kurmalıdır. Bunun için doğru arkadaşlarla doğru adımlar atmak gerekir. Peki, doğru arkadaşlık bir ihtiyaç mı yoksa bir seçim midir? Hayırlı dostlar edinmek nasıl olur? Modern çağın karmaşasında hakiki bir dost edinmek nasıl mümkündür? Peygamber Efendimiz ve ashabının arkadaşlık modeli nasıldı? Bu sorulara alt başlıklar üzerinden cevap vermeye çalışacağız.
Hayırlı Dostlar Edinmek Nasıl Olur?
Hayırlı dostlar edinmek; İslam ahlakını kendine esas edinmiş bir kimseyle yoldaşlık kurmak, bu yolda sebat etmek ve dostluğu dava bilinciyle beslemektir.
İslam kardeşliğinin tesisi, dünyanın cennet olmadığını bilerek; ihlâsla, imtihanlarla yüklü bu dünyayı adeta bir cennete dönüştürme gayretidir. Hayırlı dost, iyilik ehli bir yol arkadaşını, Sünnetullah’a ve Resûlullah’ın (s.a.v) sünnetine tabi kılarak yaşatandır
İslam’ı yaşayıp yaşatan arkadaşlık, sadece yürekten bağlı bir can kardeşliği değil; aynı yöne bakmak, aynı hedefe yürümek ve sürekli kendini geliştirme konusunda bir etkileşim içerisinde olmaktır. Böyle bir arkadaşlık, insan hayatında son derece önemli bir rol oynar. Çünkü bu bağ, İslam ve Kur’an çeşmesinden beslenir; kişinin hem dünya hem de ahiret hayatına yön verir.
Arkadaş Edinmek Bir Seçim mi Yoksa Bir İhtiyaç mıdır?
Arkadaş edinmek, hem insanın fıtratında var olan doğal bir ihtiyaçtır hem de dikkatle yapılması gereken bilinçli bir tercihtir. Kiminle muhatap olacağımızı, nasıl bir karaktere sahip olması gerektiğini bilinçli şekilde belirlemek gerekir. Aksi takdirde, insanı zarara uğratabilecek yanlış ilişkiler doğabilir. Bu nedenle arkadaşlıkta sınır ve ölçülere dikkat etmek büyük önem taşır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “İnsan, ahbabının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle dostluk kurduğuna dikkat etsin.” Buyurarak arkadaş çevresinin inanç ve davranışlar üzerindeki etkisine dikkat çekmiştir. Benzer şekilde Bediüzzaman Said Nursî de “Kimle çok vakit geçirirsen, zamanla ona benzemeye başlarsın.” Sözüyle, duyulan arkadaşlık ihtiyacının doğru kişilerle karşılanması gerektiğini ifade etmiştir.
Modern Çağın Arkadaşlıkları: Kalabalıklar İçinde Neden Yalnızız?
Modern çağın en belirgin özelliklerinden birisi de dijitalleşmedir. Teknolojinin hayatın her alanına sirayet etmesiyle birlikte, insanlar artık iletişimlerini yüz yüze değil, sanal ortamlarda kuruyor. Bu durum, ilişkilerin yüzeysel bir şekilde geçici olmasına yol açıyor. Özellikle sosyal medya aracılığıyla kurulan arkadaşlıklar, anlamdan yoksun, çoğu zaman da ruhsuz ve hissiz bir hal almaktadır.
İnsanı kuşatan bu hissiz ve geçici bağlar, kalabalık bir hengâmenin ortasında bile kişiyi yalnızlığa mahkûm ediyor. Çünkü bu tür ilişkiler, kişiye ne bir aidiyet duygusu kazandırıyor ne de samimi bir dostluğun sıcaklığını hissettiriyor. Bunun neticesinde ise yalnızlıktan müteşekkil bir boşluk duygusu, bireyi içten içe tüketmeye başlıyor.
Oysa insan, modern çağın dayattığı geçici ve yüzeysel ilişkilere karşı durup, sadakat ve samimiyet içeren anlamlı dostluklara yönelmelidir.
En İyi Arkadaşlık Modeli: Hz. Peygamber ve Sahabeler
Peygamber Efendimizin (s.a.v) arkadaşlık anlayışına baktığımızda, Kur’ân-ı Kerîm bu ilişkiyi çok güzel bir şekilde bizlere açıklar. " Andolsun size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe, 9/128)
Peygamber Efendimiz (s.a.v), ashabını her zaman öncelikli kılmış ve onları "kardeşim" ve "dostum” diyerek onlara karşı sevgisini göstermiştir. Bir sahabesi hastalandığında ya da zor bir durumla karşılaştığında hemen yanlarına koşmuş, onların dertleriyle ilgilenmiştir. Sahabe de O’nun (s.a.v) bu şefkatli ve içten yaklaşımına karşılık, O’na (s.a.v) büyük bir bağlılık göstermiş ve gerçek dostluğun örneğini sergilemiştir. Bu açıdan hem Peygamberimizin hem de sahabenin dostluk anlayışı bizler için örnek teşkil etmelidir.
Bu dostluk bağını bir hadiste şu şekilde görmekteyiz:
“Allah’ım! Ashâbımı bana bırakma; çünkü ben onlara gereği gibi bakmaktan acizim. Onları kendilerine de bırakma; çünkü onlar da kendilerine bakmaktan acizdirler. Onları başkalarının eline de bırakma; çünkü başkaları onların kıymetini tam anlamıyla kavrayamaz. Kendilerini onlara tercih ederler ve onlara haksızlık ederler.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned)
Bu dua, Peygamberimizin ashabına ne denli değer verdiğini ve onlara büyük bir sevgiyle yaklaştığını açıkça ortaya koymaktadır.
***
Konuyu özetleyecek olursak; arkadaşlık, yalnızca bir sosyal ihtiyaç değil, aynı zamanda bilinçli bir seçimdir. Bu seçim, insanın karakterini, ahlâkını ve hayata bakışını doğrudan etkileyebilir. Özellikle öğrencilik yıllarında kurulan dostluklar, bireyin kişisel ve manevî gelişiminde önemli bir etkendir.
Gerçek dostluk, sadece birlikte vakit geçirilen bir arkadaşlık değil; aynı dava uğruna yürüyen, aynı hakikate yönelen ve birbirini bu yolda besleyen bir yoldaşlıktır. Böylesine güzel bir dostluk, kişiyi hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa götürecek en sağlam yoldur. Modern çağın dijital kalabalıkları içinde insanı yalnızlaştıran yüzeysel ilişkilerden sıyrılmak, ancak bu samimi ve hayırlı dostluklarla mümkündür. Bu noktada en güzel örnek, Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile sahabeleri arasında kurulan o içten, vefalı ve dava merkezli dostluklardır.
İçinde kaybolduğumuz bu karanlık çağda, tatminsizlikten doğan ruhsal buhrandan kurtulmanın en etkili yollarından biri de güvenilir ve hayır üzere kurulan dostluklardır. Çünkü böyle arkadaşlıklar, hem dünyayı hem de ahireti imar eden; insana hem anlam hem de istikamet kazandıran büyük bir nimettir.
Bu hayırlı dostluğun kıymetini, Bediüzzaman Hazretleri’nin şu veciz sözüyle bitirelim:
"Bu dünyanın hayatı pek çabuk değişmesine ve zevâline ve fenâ ve fâni, âkıbetsiz lezzetlerine ve firak ve iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli medar-ı teselli ise, samimi dostlarla görüşmektir..."
Vesselam