Söz&Kalem-Muhammed Nur Çaksü
Yapay zekanın son sürat hız kemeden hayatın her alana bu kadar çabuk nüfuz edebiliyor olması her açıdan düşündürücü ve acınasıdır. Herhangi bir muhakeme ve tecrübeden uzak bir bilgi kaynağının doğuracağı bilgi kirliliği düşünüldüğünden çok daha fazladır. Yapay zeka, dijital ortamda birçok işi donanıma gerek duymadan daha az bir maliyet ile tatmin edici sonuçları olmasına karşın gerçek hayattaki problemlere karşı problemleri çözüyor gibi yapması epey bir komik durumdur. Sorulan sorunun karmaşık ve zor olmasına karşın gerçek manada işlemciyi zorlamadan problemleri çözüyor gibi davranma eğiliminde olması, bir makinanın asla düşünen ve sorgulayan azimli bir araştırmacı ile mukayese edilmesi kadar gereksiz bir olgu yoktur.
Son yapılan test ve sonuçlar gösteriyor ki aslında yapay zeka, bizim için sadece var olan bilgileri ve araştırmaları araştırmacı veya hak sahibinin izni olmaksızın bir başka kişiyle paylaşmaktan başka bir şey yapamaz. Yani yapay zeka, fikir üretmekten ziyade dijital ortamda var olan fikirlerin kelime sırasını değiştirerek önümüze sunmaktan başka bir iş yapmamaktadır. Arama motorlarının daha sade bir hali gibi düşünmek yapay zekâ uygulamalarının yapısı gereği daha uygundur. Bu durumun son zamanlardaki destekleyici örneği, yapılan üniversiteye giriş sınavında yapay zekanın beklenen performansı gösterememesiydi. Aslında insanların beklediği bu yapay zekanın tamamen doğru veya ona yakın bir sonucu vermesidir. Ama gerçek veriler bundan çok uzaktır. Saf bilgi içermeyen sorularda yapay zekanın neredeyse hiç performans gösteremediği açıkça görülmektedir.
Üniversiteye giriş sınavlarındaki istatistiğe göre yapay zeka; TYT'de Türkçe 'den 28.75 net, Sosyal Bilimlerden 16.25 net, Matematik 'ten 2.5 net ve Fen Bilimlerinden 5 net yaptı. Alan Yeterlilik Testinde (AYT) ise Sosyal 1 testinden 36.25 net, Sosyal 2 testinden 35 net ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinden tam puan aldı. Eşit Ağırlık 'ta 347 puan, Sözel 'de 469 puan ve Sayısal 'da 239 puan aldı. AYT Matematikten ise -5 net, Fen Bilimlerinde ise 2.5 net yaptı. Bu sonuçlar, üzerinde konuştuğumuz tezi kanıtlar niteliktedir.
Bilgiye yönelik derslerde özellikle din kültürü dersinde tam puan alıp muhakeme ve gözlem yeteneği gerektiren, kişiyi yorumlamaya sevk eden derslerde ise yapay zeka tökezlemiş durumda. Emin olun, sözel olan derslerde de az bir muhakeme gücü zorlanan sorular sorulursa netler çok daha fazla düşecektir. Yeteri kadar makale ve yazı örneğine dijitalde erişebildiği için sözel verileri kabul edilebilir seviyede doğru tahmin edebilmektedir.
Yani özetle şöyle diyebiliriz; Yapay zeka; yeni ufuklar, keşifler, buluşlar yapamaz. En fazla bulunan şeylerin üstüne başka bir fikirden esinlenerek katkıda bulunabilir. Yapay zeka ancak onun nasıl kullanması gerektiğini bilen kişilerin elinde bir güç olarak kullanılabilir. Aksi takdirde yapay zekanın sihirli bir değnek gibi hayatımızı birdenbire daha konforlu ve güzel bir yer yapması mümkün değildir. Ayrıca yapay zekayı yapanlar, kullananlar kadar bağımlısı değildir. Bu teknolojileri geliştiren ülkeler, yeni nesiller eğitirken onlara yapay zeka kullanmayı değil kendileri özgün algoritmalar üretebilecekleri şekilde belirli bir süre dijital dünyadan uzak bir şekilde yaşam sürmektedirler.
‘’Bir İhtimal Daha Var’’ başlıklı yazımızda yapay zekanın veri alma işlemini detaylı anlatmaya çalışmıştık. Merak edenler yazıyı okuyabilirler. Yapay zekanın mekanik ve elektronik gelişmeler ışığında ilerleyebileceği gerçeği asla göz ardı edilmemelidir. Mekanik dayanım ve kabiliyet göz ardı edilerek yapay zeka geliştirilemez. Örneğin bir araç için yapay zeka geliştiren biri arabanın maksimum hızını 10000km/sa gibi yapıp hesaplamalar yapabilir. Fakat gerçekte şu an için o hızlara çıkacak mekanik ve aerodinamik unsurlar söz konusu değildir. Çünkü bilim bir bütündür. Yazılım olarak sorun olmayan çözümler, mekanik veya elektronik olarak doğru sonuçlar verecek anlamına gelmemektedir.